Bu Hayat Bizim, Feminist İsyanımızla Direnişteyiz!
Feminist neşemiz, dayanışmaya olan inancımızla mücadeleye devam edeceğiz!
Başta, parçası olduğumuz Ankara feminist hareketi olmak üzere tüm feminist kadınlarla birlikte 9 Ocak 1993’ten bu yana kadına yönelik erkek şiddetine ve devlet şiddetine karşı mücadele ediyoruz.
1980’lerin sonunda bir araya gelerek oluşturduğumuz ve erkek şiddetinin ortaklığını, yaygınlığını, görünmezliğini konuşmaya başladığımız tartışma gruplarında, deneyimlerimizi paylaşarak yalnız olmadığımızı gördük ve dedik ki; “özel olan politiktir”.
Yola çıktığımızda politik gündemin gerisinde tutulup görünmez kılınmaya çalışılan kadına yönelik erkek şiddetine ve devlet şiddetine karşı mücadelemizi sürekli yükselttik ve feminizmin sözünün yayıldığını, kök saldığını gördük. Bugün, 30. yılına girdiğimiz mücadelemiz ve deneyimimizle, kadınlar olarak hayatlarımızda farklılıklar olsa da erkek egemenliği karşısında yaşadıklarımızın ve hissettiklerimizin ortaklaştığını biliyoruz.
Bu süreçte yeni deneyimler edindik, öğrendiklerimizden hareketle mücadele için yeni yöntemler geliştirdik; kadına yönelik şiddetle mücadelenin kamu kurum ve kuruluşlarının da sorumluluğu olduğunu, buna yönelik mekanizmaların gerekliliğini her alanda dile getirdik.
Bu mücadele sonucu 4320 Sayılı Kanun’un çıkarılmasına, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü’nün kurulmasına, İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı Kanun gibi ulusal ve uluslararası hukuki düzenlemelerin yapılmasına, kadına yönelik şiddetin görünür hale getirilmesine Türkiye feminist hareketinin bir bileşeni olarak katkıda bulunduk. Yerel yönetimlerle bir araya geldik, deneyimlerimizi paylaştık, kadına yönelik şiddetle mücadelede feminist bakış açısını aktardık. Deneyimlerimizden yola çıkarak sistematik erkek şiddetinin boyutlarını görünür kıldık. Bağımsız kadın örgütleri ve LGBTİ+ örgütleri ile dayanışma kurduk. Sokakta; hayatlarımız, haklarımız için mücadele etmekten hiç vazgeçmedik.
Kadın Dayanışma Vakfı, sayısız kadının emeğiyle var olageldi, kadın sığınağı açma ve yürütme deneyimlerimiz oldu, yine sayısız kadının emeği ve kadın dayanışması ile sığınağı ayakta tuttuk. Aralıksız 30 yıldır feminist ilkelerle faaliyetlerini sürdürdüğümüz kadın danışma merkezi; şiddete maruz kalan, kalma tehlikesi bulunan kadınlarla dayanışma kurmaya devam ediyor. Bu yıllar boyunca, danışma merkezine başvuran kadınların deneyimlerinden çok şey öğrendik, direnişleriyle güçlendik. Feminist ilkelerle, gönüllülük esasına dayalı, hiyerarşik ilişkiler içermeyen bir örgütlenmeyle mücadelemizi sürdürdük. Kadınlar olarak, her birimizin erkek şiddetine maruz kaldığını/kalabileceğini aklımızda tutarak, kadınların kararlarını sorgulamadan dayanışma gösterdik.
Gördük ki, kendi hayatlarımız konusunda karar vermek istediğimiz zaman şiddetle karşılaşabiliyoruz. Gücünü erkek egemen sistemden alan erkek şiddeti günden güne artarken, şiddet failleri cezasız bırakılarak teşvik edilirken kadınlar olarak direnişimiz de yükseliyor. 30 yıldır bu direnişin parçasıyız, eşit ve şiddetsiz bir dünya için direnmeyi sürdüreceğiz.